Canan Tan'ın Yüreğim Seni Çok Sevdi kitabındaki Murat'ın Aslı'ya söylediği şiirleriyle tanımıştım O'nu.O kadar etkileyici bir üslubu var ki bir şiiri bitiyor diğerine geçmeden insan uzun uzun şiirin üzerimizde bıraktığı etkinin tadını çıkarıyor :)Çok sevdiğim şairi sizlere tanıtmak isterim ki çoğunluğunuz belki de benden daha iyi biliyordur :)Bir Adın Kalmalı(kitaptaki şiir)
bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet
sen say ki
ben hiç ağlamadım
hiç ateşe tutmadım yüreğimi
geceleri, koynuma almadım ihaneti
ve say ki
bütün şiirler gözlerini
bütün şarkılar saçlarını söylemedi
hele nihavent
hele buselik hiç geçmedi fikrimden
ve hiç gitmedi
bir topak kan gibi adın
içimin nehirlerinden
evet yangın
evet salaş yalvarmanın korkusunda talan
evet kaybetmenin o zehirli buğusu
evet nisyan
evet kahrolmuş sayfaların arasında adın
sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı
bu sevda biraz nadan
biraz da hıçkırık tadı
pencere önü menekşelerinde her akşam
dağlar sonra oynadı yerinden
ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
sen say ki
yerin dibine geçti
geçmeyesi sevdam
ve ben seni sevdiğim zaman
bu şehre yağmurlar yağdı
yani ben seni sevdiğim zaman
ayrılık kurşun kadar ağır
gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın
yine de bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet
beni affet
Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet
sen say ki
ben hiç ağlamadım
hiç ateşe tutmadım yüreğimi
geceleri, koynuma almadım ihaneti
ve say ki
bütün şiirler gözlerini
bütün şarkılar saçlarını söylemedi
hele nihavent
hele buselik hiç geçmedi fikrimden
ve hiç gitmedi
bir topak kan gibi adın
içimin nehirlerinden
evet yangın
evet salaş yalvarmanın korkusunda talan
evet kaybetmenin o zehirli buğusu
evet nisyan
evet kahrolmuş sayfaların arasında adın
sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı
bu sevda biraz nadan
biraz da hıçkırık tadı
pencere önü menekşelerinde her akşam
dağlar sonra oynadı yerinden
ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
sen say ki
yerin dibine geçti
geçmeyesi sevdam
ve ben seni sevdiğim zaman
bu şehre yağmurlar yağdı
yani ben seni sevdiğim zaman
ayrılık kurşun kadar ağır
gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın
yine de bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet
beni affet
Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç
23 Haziran 1901 tarihinde İstanbul'da doğdu. İstanbul'da Ravaz-i Maarif İbtidaisi'nde, Sinop ve Siirt rüşdiyelerinde, Vefa, Kerkük ve Antalya sultanilerinde öğrenim gördü. Baytar mektebini bırakarak girdiği İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden 1923 yılında mezun oldu. Erzurum, Konya ve Ankara liseleriyle, Gazi Eğitim Enstitüsü ve Güzel Sanatlar Akademisi'nde edebiyat öğretmenliği yaptı, aynı akademide estetik ve sanat tarihi dersleri verdi (1932 - 1939). 1939 yılında İstanbul Üniversitesi'ne Yeni Türk Edebiyatı Profesörü olarak atandı. Maraş Milletvekili olarak 1942-1946 yıllarında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bulundu. Bir süre Milli Eğitim Müfettişliği yaptıktan ve Güzel Sanatlar Akademisinde eski görevinde çalıştıktan sonra 1949 yılında İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne yeniden döndü .
Hayatı boyunca sağlığından şikâyetçi olan Tanpınar, 23 Ocak 1962 günü geçirdiği kalp krizi ile Haseki Hastanesi'ne kaldırıldı. Ertesi sabah, ikinci bir krizle hayata veda etti. Namazı Süleymaniye Camii'nde kılınan Ahmet Hamdi Tanpınar'ın cenazesi Rumeli Hisarı Kabristanı'nda, hocası ve dostu Yahya Kemal'in yanı başına defnedildi. Mezartaşı üzerinde çok bilinen şiirinin iki mısraı hakkedilmiştir:
"Ne içindeyim zamanın
Ne de büsbütün dışında".
ESERLERİ
ŞİİR:
Bütün Şiirleri (1976-1981)ROMAN:
Mahur Beste (tefrika 1944 - basım 1975)
Huzur (1949-1983)
Sahnenin Dışındakiler (tefrika 1950- basım 1973)
Saatleri Ayarlama Enstitüsü (1961-1977)
Aydaki Kadın (ölümünden sonra 1987)ÖYKÜ:
Abdullah Efendi’nin Rüyaları (1943-1983)
Yaz Yağmuru (1955-1983)
Hikayeler (Kitaplaşmayan iki hikayesiyle birlikte tüm öyküleri, 1983)DENEME:
Beş Şehir (1946-2001)
Edebiyat Üzerine Makaleler (1969-1977)
Yaşadığım Gibi (1970-1977)ANTOLOJİLER:
Tevfik Fikret (1937-1944)
Namık Kemal (1942)
Yahya Kemal (1940-1982)
19. Asır Türk Edebiyatı Tarihi (Ancak birinci cildini tamamlayabildi,1942-1985)
Bütün Şiirleri (1976-1981)
Mahur Beste (tefrika 1944 - basım 1975)
Huzur (1949-1983)
Sahnenin Dışındakiler (tefrika 1950- basım 1973)
Saatleri Ayarlama Enstitüsü (1961-1977)
Aydaki Kadın (ölümünden sonra 1987)
Abdullah Efendi’nin Rüyaları (1943-1983)
Yaz Yağmuru (1955-1983)
Hikayeler (Kitaplaşmayan iki hikayesiyle birlikte tüm öyküleri, 1983)
Beş Şehir (1946-2001)
Edebiyat Üzerine Makaleler (1969-1977)
Yaşadığım Gibi (1970-1977)
Tevfik Fikret (1937-1944)
Namık Kemal (1942)
Yahya Kemal (1940-1982)
19. Asır Türk Edebiyatı Tarihi (Ancak birinci cildini tamamlayabildi,1942-1985)
AŞK
YanıtlaSilAşk dediğin nedir ki
Tenden bedenden sıyrık
Çocukların içinde
Yaşadığı bir çığlık
Aşk dediğin nedir ki
Histen nefesten bir varlık
Umutsuzluk içinde
Karanlığa son ıslık
Ahmet Hamdi TANPINAR
BURSA`DA ZAMAN
YanıtlaSilBursa`da bir eski cami avlusu,
Mermer sadirvanda sakirdiyan su.
Orhan zamanindan kalma bir duvar...
Onunla bir yasta ihtiyar cinar,
Eliyor dört yana sakin bir günü;
Bir rüyadan artakalmanin hüzünü
Icinde, gülüyor bana derinden,
Sanki bir hatira serinliginden,
Ovanin yesili, gögün mavisi,
Ve mimarilerin en ilahisi...
Bir zafer müjdesi burda her isim,
Yekpare bir anda gün, saat, mevsim,
Yasiyor sihrini gecmis zamanin,
Hala bu taslarda gülen rüyanin,
Güvercin bakisli sessizlik bile
Cinliyor bu gecmis zaman vehmiyle.
Gümüslü bir fecrin zafer aynasi,
Muradiye, sabrin aci mehvasi,
Ömrümün timsali beyaz nilüfer,
Türbeler, camiler, eski bahceler.
Sanli menkibesi binlerce erin,
Sesi arsa cikan hengamelerin
Nakleder yadini gelen gecene...
Bu hayalde uyur Bursa her gece:
Her sabah onunla uyanir, güler
Gümüs aydinlikta serviler güller
Serin hulyasiyle cesmelerinin;
Basindayim sanki bir mucizenin
Su sesi ve kanat sakirtisindan,
Billur bir avize Bursa`da zaman.
Yesli türbesini gezdik dün aksam;
Duyduk bir müsiki gibi zamandan.
Cinilere sinmis Kur`an sesini;
Fetih günlerinin saf nes`esini,
Aydinlanir gördüm tebessümünle...
Isterdim bu eski yerde seninle
Bas-basa uyumak son uykumuzu
Bu sükün icinde... Ve ufkumuzu,
Cepcevre kaplasin bu ziya, bu renk,
Havayi doldursun uhrevi ahenk.
Bir ilah uykusu olur elbette
Ölüm bu tilsimli ebediyette,
Belki de rüyasi eski cedlerin,
Beyaz bahcesinde su seslerinin.
YAGMUR
YanıtlaSilUyu! gözlerinde renksiz bir perde,
Bir parca uzaklas kederlerinden
Bir ruh gülümsüyor gibi derinden.
Meh-tabin ördügü saatler nerde?
Yarsin bahcelerde rüzgar gezinsin,
Yagmur ince ince topraga sinsin,
Bir baska alemden gelmis gibisin,
Dalmis gözlerinle pencerelerde.